İçeriğe geç

ÜTOPİK PROMETHEUS

Kısır mevsim
Çıplak ağaçlar
Dünya`nın kışı mı yakıyor beni?

Ama
Işık özlemi hak veriyor bana…

|Ben her delikanlı gibi binmedim gemiye…
Savaşa gidiyorlardı onlar bilmeksizin kendilerini…|

Cehennemin açılan kapısında tepinen kuyrukta yerimi aldım
Yavaş yavaş girdik hepimiz
Öldürülen ilk günahsızın çığlığıyla kapandı kapıları ardımızdan
Cehennemdeydik…

Artık, bir daha çıkmadık oradan….


Mutlu denizlerin mutlu adalarının sıcak hortlakları çok uzaklarda
Ateşsiz ve güneşsiz geçmiş çok uzun yılların ardından görünüyor
Taze kanıma karşın, yüzyılların korkunç yaşlılığına gömülü umutlarımla
Tüm çağların odu`nu salt kendim için görmeye gideceğim yeri aradım…

Her yerde acıları, çığlıkları, korkuları kol geziyorken
Yeniden aradım sadece kendi acılarımı…

Yığınlaşmış yaratıklar arasında cırcırböceğinin yeri yok artık diye
Kendime bir tane Prometheus ödünç aldım; bu atılgan düşünceli
Uçarı yürekli insanı…

Bir akşamüstü, pürüzsüz güzel bir havada, bir parça deniz mavisi Düşlemi…

Bu düşlem yetiyor başlı başına insana
Herşeyin yeni baştan yapılması gereğini anlatmaya…

Attika, özgürlük ve meyveleri
Ruhun ekmeğini şaraba banmak bir başka
Zamana…

Ne gelir elinden insanın, kendi kendine bağırmaktan gayrı
Ütopyayı kurmadıkça?

Çalılıkları yeniden yeşertir mi ütopya?
Söylencelerin kendi yaşamları yoktur…

Onlara taze kanımızdan vermemiz gerekir
Taze güneşlerin patlayacağı yerimizden bir avuç kan ile kalarak!…

Güzelliksiz ve özgürlüksüz yaşamak bizim harcımız değil!

Ekmek ve çalı istedikçe ve ekmeğin daha zorunlu olduğunu bildikçe
Çalının anısını korumayı öğrenmeliyiz, ellerimiz kan içinde kalsa da
Dikenlere sevdalı kalmalıyız…


Güneş en tepeydeyken gölgesi hiç kalmaz
İnsanın…

Haldun Hakman
Ankara

Kategori:Yazılar ve Şiirler

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir