İçeriğe geç

TÜRKİYE`NİN EN GÜZEL ON KASABASI


“Türkiye`yi karış karış bilenlerden oluşan jüriye sorduk: Sizce
Türkiye`nin en güzel kasabaları hangileri? Gezip gördükleri,
sevdikleri, onlarda bir renk, bir ses ve bir tat bırakanları
sıraladılar. Ortaya Türkiye`nin en güzel kasabaları çıktı. Hepsi de
özgün dokusunu korumuş, içlerinden hayatın geçtiği, ne turizme esir
düşmüş ne de yolu izi olmayan yerler değil. Günlerin sakin ve güzel
aktığı, kimlik taşıyan yerleşimler. Gitmediyseniz, görmediyseniz,
hadi düşün yola. Birinden biri, mutlaka yakınınızda…

MİDYAT

Mükemmel bir ortaçağ labirenti

Yüzyıllardır farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşadığı
tarihi yerleşim. Sasaniler devrinde kurulduğu rivayet ediliyor. Bir
başka adı da ibadet edenlerin diyarı anlamında “Turabdin.“ Turabdin
Süryani Metropolitliği`nin merkezi olan Midyat`ta Süryaniler 7 kilise
ve Mor Gabriel Manastırı`yla geleneklerini sürdürüyorlar. Son
yıllarda göç nedeniyle Süryani nüfusu azaldı. Sevan Nişanyan Midyat
için, “Mimari yapısı bakımından Türkiye`de tek: Baştan başa bir
mücevher. Mükemmel bir Ortaçağ labirenti“ diyor.

CUMALIKIZIK

Atalarımız yerleşik hayatla burada tanıştı

Bursa`nın üç km ilerisinde, Uludağ`a dayalı, zamanın 17`nci yüzyılda
donup kaldığı bir köy. Birçok Türk filmi için plato oldu. Evler,
birbirinin manzarasını kesmeyecek şekilde yerleşmiş. Sokaklar
daracık, yokuşlar dik. Geçmişi 1300`lere dayanıyor. 1981`de bir avuç
gönüllünün desteğiyle kentsel ve doğal SİT ilan edildi. Ahududu,
çilek, kestane ve kirazı da ünlü. Yeni yeni ev pansiyonculuğu
başlamış. Öncülüğü Mavi Boncuk ile Hatçe`nin Yeri yapmış. Faruk
Pekin, Cumalıkızık`ın Oğuz-Türkmen gruplarının yerleşik hayata
geçmesiyle ilgili çok önemli bir tanık olduğunu söylüyor.

KALEKÖY

Sadece denizden ulaşabilirsiniz

Kekova Adası`nın tam karşısında. Karayolu bağlantısı olmadığı için
yalnızca denizden ulaşılıyor. Simena kentinin üzerine kurulduğu için
yapılaşma yasak. Birkaç pansiyon var. Dantel gibi kıyıları, denizi ve
Kekova Adası`nı St. Jean şövalyeleri tarafından yaptırıldığı sanılan
kaleden seyredin. Kaleköy açıklarındaki Kekova, ıssız bir ada.
Kaleköy`e bakan kıyısındaki deniz altındaki Batıkkent`in
kalıntılarıyla ünlü.

KULA

Tipik Osmanlı kasabası

Kula adı bir Lidya kenti olan Klanudda`dan geliyor. Eski evleri,
şifalı suları, halıları, birbirinden enfes yemekleriyle meşhur.
Çatıları birbirine değen daracık sokaklarıyla tipik bir Osmanlı
kasabası. Çok güzel küçük pansiyonları, yeni yeni hareketlenmeye
başlayan lokantalarıyla turizmin önemini kavramış.

ŞİRİNCE

Küllerinden dirildi

Eski adı Kırkınca ya da Çirkince olan Şirince Selçuk`a yedi kilomere
uzaklıkta bir cennet. Eski bir Rum köyü. Mübadele döneminde boşalıyor
ve 1924`te Selanik ve çevresinden gelen Türk aileler yerleştiriliyor.
Mimarisi bölgeden farklı. Tüm evler kagir, çok pencereli. Pencere
kenarları ve saçakları resim ve kuş motifleriyle süslü. Köyde iki
kilise, restore edilmiş bir okul ve manastır var. Eski yapıları
restore eden ve bu uğurda iki sene hapis cezasını göze alan Sevan
Nişanyan, Şirince için, “Mimari dokusu, Anıtlar
Kurulu`nun `koruması` altında çürümeye yüz tuttu. Belki objektif
olamam, ama bence inanılmaz büyüsü olan bir yer“ diyor.

BEYPAZARI

Hanlar, çarşılar yaşıyor

Beypazarı Ankara`nın 100 kilometre batısında, eski Ankara-İstanbul
yolu üzerinde. Hititler`den başlayıp tam yedi uygarlığa ev sahipliği
yapmış. Bilinen en eski adı Lagania, “Kaya Doruğu Ülkesi“ demek.
Bizans döneminde piskoposluk merkezi. Osmanlının toprak rejimi ve
askeri sisteminin bel kemiğini oluşturan Tımarlı Sipahi
merkezlerinden biri. Yöredeki sipahi beyine atfen Bey Pazarı deniyor.
Ticari hayatın canlılığının ifadesi olan hanlar, çarşılar, el
sanatları hálá yaşıyor. Oğuz Aydemir, “Evleri, eski çarşısı, başka
bir dönemin, durmuş bir zamanın güzel bir örneği“ diyor.

EDREMİT

Mavi gölün yeşil gerdanlığı

“Edremit Van`a Bakar/İçinden Çaylar Akar“ türküsündeki Edremit
burası. Van`a 18 km uzaklıkta. Çevresi salkım söğütler, telli
kavaklarla çevrili. Sayısız çayın Van`a kavuştuğu güzergahta
kurulmuş. Mehmet Yaşin`in deyimiyle mavi Van Gölü`nün kıyısında yeşil
bir gerdanlık. Evler kavak, söğüt, karaağaç, dışbudak, ceviz, armut
ağaçlarının arasında kaybolmuş. Tarihi MÖ 900`lere uzanıyor. İlçeyi
çevreleyen Urartular döneminden kalma 51 kilometre uzunluğundaki
kanal, hálá sulama işlevini sürdürüyor. Birçok yabancı gezgin ve kent
plancısı bu kanalı görmek için Edremit`e geliyor.

SAFRANBOLU

Koruma altında

Safranbolu`nun bilinen tarihi MÖ 3000`e kadar uzanıyor. Bölgenin ilk
çağ tarihindeki adı Paflagonya. Üçbölük, Hacılar Obası ve Akören
köylerinde kaya mezarları ile Roma-Bizans dönemine ait tümülüsler
görülüyor. Önce Selçuklu, 1392`de ise Osmanlı topraklarına katılmış.
Çekül ve Turing`in çabalarıyla koruma altına alındı. Evleriyle meşhur
oldu. Kente turist akını olunca geleneksel zanaatlar canlandı.
Yöresel yemekleri yapan lokantalar açıldı. Safranbolu lokumunu yapan
atölyeler hayat buldu. Ama konaklama Bodrum ve Marmaris`i aratmayacak
kadar pahalandı.

TİRE

Mangırlar burada basılırdı

Eski adı Teira olan Tire Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Helen, Roma ve
Bizans dönemlerini yaşadı. Osmanlı devrinde Aydın vilayetinin sancak
merkezi oldu. Özellikle II. Murad ve Fatih dönemindeki imar
hareketleri, Tire`yi imparatorluğun önemli kentleri arasına soktu. 15-
18. yüzyıl arasında kullanılan darphanenin bastığı mangır (bakır)
paralar koleksiyonlarda. Çok sayıda cami, han, medrese, bedesten,
çarşı ve hamam var. Sokak tulumbaları sadece buraya özgü. Mehmet
Yaşin “Daracık yokuşları, doğası ve Kaplan Restoran`da yediğim
yemekleri yüzünden severim“ diyor.

ALAÇATI

Rüzgárlı sahiller

Mozaik döşeli pazarı, dar sokakları, begonvillerle süslü evleri,
rüzgar sörfü ve yeldeğirmenleriyle Alaçatı Ege`nin en güzel
kasabalarından. İlk yerleşim 1850`lerde, Osmanlı mimarı Hacı Memiş`in
bataklıktan kurtardığı alanda oldu. Alaçatılılar balıkçılık,
zeytincilik, tütüncülük ve narenciye ile uğraşıyor. Rumlar`dan kalan
bir geleneği sürdürerek sakız ağacı yetiştirmeye devam ediyorlar.
Eski şarapçılık merkezinde şimdi anason ve enginar da üretiliyor. Bir
de yeldeğirmenleri unutulmamalı…

Türkiye`nin en güzel kasabaları ikinci 10

AMASRA Fatih burayı görünce “Çeşm-i cihan bura mı ola?“ diye
sormuş. Zonguldak`a bağlı liman kasabası. Ankara`ya 2.5, İstanbul`a 6
saat uzaklıkta. Balık lokantaları, pansiyonları ve küçük otelleri var.

AVANOS “Kör de bilir Avanos`un yolunu/Testi, bardak kırığından
bellidir“ diye yazmış şair Abdullah Kılıç. Aksaray-Kayseri yolu
üzerinde. Dünyanın en eski çanak çömlek merkezlerinden biri.

BİRGİ İzmir`in Ödemiş İlçesi`ne bağlı bir müze şehir. Konakları ve
yemekleriyle ünlü. Bu bahar bir müzesi olacak.

CİDE Kastamonu`nun ilçesi. Kasabanın adına ilk kez İlyada destanında
rastlanmış. Burada yapılan ahşap tekneler bütün denizlerde dolaşıyor.

CUNDA (ALİBEY) Eski adı Yund, resmi adı Alibey olan Cunda`da yedi
kilise, sekiz manastır var. Ayvalık`a bağlı. Balık lokantalarında
mutlaka paparina yemek gerekiyor.

ÇAMLIHEMŞİN Rize`nin ilçesi. Yaylaları, tarihi köprüleri, zümrüt
yeşili ormanları, Karadeniz`in yemekleri, endemik otları, Fırtına
Deresi`ne karışan çaylardan çıkan alabalıklarıyla ünlü.

HARPUT Elazığ`a bağlı. 4000 yıl önce kurulmuş. Bütün medeniyetlerin
izi kalmış. Camiler, kiliseler, türbeler, ilginç mezar taşları,
sessizlik, birbirinden güzel bahçeler… Kale`nin restorasyonuna da
başlandı.

HASANKEYF Mezopotamya`da kurulmuş tarihi kent. Batman`a bağlı. Dicle
Nehri üstünde. Dünyanın en eski köprülerinden birinin kalıntıları
hálá ayakta. Yakında sular altında kalacak.

MİLAS Muğla`nın ilçesi. Mitolojiye göre Milas`ın kurucusu rüzgar
tanrısı Mylossos`muş. Karia uygarlığının dini merkeziymiş.
Kilimleriyle ünlü.

ZİLE Tarihi 5000 yıl öncesine uzanıyor. Tokat`ın ilçesi. Meyve
bahçeleri, yemekleriyle tanınıyor. Tarihi yapıları onarılmaya
başlandı.

GEZGİN, GEZİ YAZARI VE TURİZMCİLERDEN OLUŞAN BÜYÜK JÜRİ SEÇTİ

Yazar, gezgin.

Mehmet Yaşin

Gazeteci, yazar, çok gezer.

Duygu Asena

Fotoğrafçı, belgeselci, seyyah.

Arif Aşçı

Tur Rehber- leri Birliği Başkanı

Şerif Yenen

Araştırmacı, Türkiye`nin En İyi Otelleri kitabını yazdı.

Sevan Nişanyan

İşadamı, amatör müzeci, dalgıç ve seyyah.

Oğuz Aydemir

Turizmci, gezgin, koleksiyoner ve meraklı.

İsmail Akçura

Acente sahibi, kültür turlarının babası.

Faruk Pekin

Yazar, sanat tarihçisi, ressam, gezgin.

Gürol Sözen

Dağcı, gezgin, yazar.

Nasuh Mahruki “

Not:Sonsuzsevgigrubu`ndaki eski bir yazıyı aktarmak istedim.
Haldun Hakman



Kategori:Yazılar ve Şiirler

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir