İçeriğe geç

Yalnızlık Paradigması – 12

Sonbaharda sert rüzgârların hışmına uğrayıp,kırılıp ait olduğu ağaçtan yere düşen, üzerindeki karların ağırlığıyla ilkbahara uyanan bir dal, karlar eridiğinde hâlâ kuru bir daldır aslında. Ne ki ona ilk defa görenler, üzerindeki ıslaklıkla yaş bir dal olarak tanımlarlar. Yaz mevsiminde kızgın güneşlerin etkisiyle onun kupkuru kaldığını farkedenler, geçmişini hiç düşünmeksizin iyi bir ateş yakmak için toplarlar ya, işte bu dalın doğasının diyalektiğine çok uygundur…Ne var ki, onu toplayan insanların bu doğa bilmeksizliğiyle ateşe atılıp yakılan aynı dal yalnızlığının sonuna gidecek sanılırken, ateşte yanıp yeniden bir başka forma dönüşür.

Bir dal; yalnızlık külü şeklinde diğer dalların külleriyle birleşmiştir. Yalnız dal yanan her dal için bir yalnızlık iken, ateşte yanan bir kül yığını durmaktadır ortalık yerde. Herkes kökenini araştırmadan sadece küllere bakar.Kısaca küller de farklıdır birbirlerinden.

Haldun Hakman
Nisan 2009 Ankara

Kategori:Yazılar ve Şiirler

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir