İçeriğe geç

ANTİ-FAŞİST MÜCADELE GELENEĞİNİN DÖL YATAĞI

gözlerimiz mi geceye yakın siyah
gecelerimiz mi gözlerimiz gibi simsiyah…

yalnızlığı gözlerimizde taşıyor olsak
düzeltebilirdik belki de şimşek çakımlarında
koyuluklarını bakışımızın, bir anlık aydınlanmayla görebilirdik…

şimşek çakımından sonra
uzaklığın saptaması saymakla olur…

en yakınımda çaktığında: bir bin der ve sesini beklerim
alışkınım gök gürültüsündeki bu tür sayıları saymaya…

eskiden dinamitleşirdik faşist çocuklarla
onlar sayı saymayı bilmiyorlardı ama çok dinamitleri vardı…

sayı saymak ve dayak yemek arasında geçen bir tarihsel süreçte
devrimciler sivil faşistlere on-iki filan önde giderken
askeri faşizmin eşitleme süreci geliverdi yanıbaşımıza…

şimdiki sivil ve askeri faşizmin rengi değişti, post modernler onlar…

solcu, sağcı, asker, islamcı farketmez
her yerdeler…

ne kadar rahat mışım eskiden
karşıma çıkan tek düzey ülkücü faşistler idi…

elimle araladığımda çatışma sahnesindeki toz dumanı
en çok zararı devrimciler görmüştü demek kesin doğru…

bir anti faşist mücadele geleneği böyle oluşmuştu…

yalnızlığın paradigması devrimcilere bu armağanı vermişti…

Haldun Hakman
Ankara

Kategori:Yazılar ve Şiirler