İçeriğe geç

AŞK ZAMANIN KISA TARİHİ

üstünde demir dövülen örs gibi sertleşmiş gönüllere
bir damla sevgi damlatınca parıldayan çelik renkli
aşkları bulan ve bulduğunda yitirmeye başlayan
kişi yani serçe birisi göçmen kuşun masalıyla başlar hayatına…

herşey ve bitişindeki sonsuzluğu günbatımlarına
bırakır ve gider herşey böylesi bir aşkla birlikte…


söz verişleri uzay zamana kaçıran tanecikler gibi
yayılır hiç bilinmeyecek başka aşk yıldızlarınca…

o yıldızlar ki, hangi galaksisinden salınır yüreğe
o parıldayışlar ki bize gelene dek sönmüş yıldızlar…

acıları taşır belleğimize, çoktan yaşanmış aşklar
taşır ve ancak görülür ulaştığında yüreklerimize..

kısa zamanın tarihinde bir kocaman yürekli gönül
ellerini tutar ışıltısında aşkının gözlerinden…

gözleri kör olmasın, kör olsun ama
ellerinden parmaklarına dokununca o
sonsuz aşkın günbatımında…

sonsuzca genişleyince göğsü her nefes alış verişinde
kıyısında yatmak isteyince, yıldızlar tüm pırıltısını yitirse de..

aşk kaydı gözuçlarından, kuyruğunda sonsuz
aşk kendisini ekledi gönlüne…

`dizleri kanamış sevgiliye
gelirken yıldızlara çarpmış dizleri
odadaki terlikler yeniden havalanmış boşluğu giymeye`…diyen…

eski bir şiir yinelendi kulaklarımda …

`bak delikanlı gece çok karanlık geçecek`…
diyen bir şiir…

28.2.2002 Ankara
Haldun Hakman

Kategori:Yazılar ve Şiirler